Nasıl Gidilir?
Özel aracınız olmadan gittiğinizi farz ediyorum. Öncelikle en yakın havaalanı olarak Dalaman’a gitmeniz gerekiyor. Dalaman’da indikten sonra Muttaş ile önce Marmaris’e, sonra minibüs ile Selimiye’ye ulaşıyorsunuz. Muttaş, her gelen uçağa göre saatlerini ayarlıyor. Bavul beklerken çok sallanmazsanız kaçırma ihtimaliniz pek yok. Marmaris’teki minibüsler ise yaklaşık 2 saatte bir hareket ediyor. Yaz kış saat değişikliklerine dikkat edilmeli elbette.
Hemen hiç vakit kaybetmeden gitseniz bile Dalaman’dan Selimiye’ye yaklaşık 2,5 saatte varılıyor. Selimiye, görece bakir kalmasını sanırım bu uzun yolculuğa borçlu.
Mevsim
Aralık ayında olmamıza rağmen, kış mevsiminin henüz Marmaris’e uğramadığı yol boyunca fark ediliyor. Güneşi, temiz havası, bitki örtüsü ve üşümedikleri belli olan halkı bu yumuşak kışın keyfini çıkartıyorlar çok belli.
Bu şehri kışın ilk kez görüyorum. Ilık ve mis gibi kokan hava beni büyülüyor. İstanbul’un trafiği, kötü havası, nefes aldırmayan koşuşturmacası ve çılgın yaşam tarzına göre Selimiye tam bir kaçış ve yenilenme, yeni yıla hazırlanma yeri.
Bu satırları size kuş sesleriyle uyandığım, horozun bana “günaydın seyyah haydi gün doğmak üzere kalk etrafı keşfet” demesinin ardından yazıyorum. Balkona çıkar çıkmaz denizin kokusunu alıyorsunuz ve yüzünüzde gülümsemeye sebep oluyor.
Yazı pek özlemişim.
Nerede?
Sardunya Otel’de kalıyorum. Otel Selimiye’ye çok hakim bir noktada. Bahçesinde narenciye ağaçlarının kokusu, aydınlanan gün ile birlikte sizi doğayı keşfetmeye çağırıyor.
Sardunya; deniz kıyısında, çok keyif alacağınız gözde bir otel restaurant. Odaları, kahvaltısı, yemekleri ve sunumları enfesti. Mütevazi işletme sahipleri, kaliteden ve tarzlarından ödün vermeyen keyifli duruşlarıyla bir daha Selimiyeye gelmeye ilk günden davet ediyorlar sanki. Bir sonraki yılın gezisini o anda planlıyorsunuz.
İsterseniz şömineli odayı seçip kış aylarında ek bir keyif yaşayabilirsiniz. Restaurant’ın da hem alt hem de üst katında şömineler var.
Tazeliğinden midir, yapılırken özen gösterilmesinden midir bilmiyorum; yediğim balıkların lezzetleri damağımda kaldı. Mayıs ayı olmadan yani belde sessiz iken mutlaka bir kez daha gitmek istiyorum.
Tüm yıl boyunca misafir kabul eden Sardunya Otel ve Restaurant’ın web sitesi için “Sardunya Otel” yazısına tıklayabilirsiniz.
Selimiye
Selimiye oldukça keyifli bir yer. Huzuru seviyorsanız özellikle sonbahar ve kış aylarında mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Tabi sadece Selimiye’de kalmanıza gerek yok. Bölgede cennet gibi birçok koy var. Selimiye’ye geldiğinizde mutlaka tekne turlarına katılarak o koyları görmelisiniz.
Kış olmasına rağmen belde çok keyifliydi. Akşamları şömine başında yemek yemek ve ardından taze çayınızı yudumlamak, camdan denizdeki yakamozları seyretmek… daha detay vermeme gerek var mı?
Gün doğumunun fotoğrafını da şöyle şuraya bırakıyorum:
Not : 29 Aralık 2016’da çekilmiştir.
Konakladığımız süre boyunca misafirlerden denize girenler de oldu. Tekrar ediyorum Aralık ayındayız. Kıskanıp ayaklarımı sokmayı denedim ve şaşırdım, deniz girilebilecek kadar ılıktı. Harika; yaz kış denize girebileceğinizi bilmek ne güzel değil mi?
Yakın civarları gezme fırsatım da oldu. Yürüyerek halk plajı olarak kullanılan Sığ Limana gittim. Yağmur yağıyordu ama öyle huzurluydu ki, ıslanmanın keyfine vardım.
Daha güneşli bir günde minibüsle Bozburun’a gittim. Selimiye’ye göre biraz daha merkezi. Tabi ki daha kalabalık. Tekne imalatı ve bakımı yapılan yerler dikkat çekici. Yemek ve alışveriş için imkanlar çok daha fazla.
Yine de Selimiye’ye geri dönmek güzeldi.
Sahil boyunca kaç kez dolaştığımı; bir çok etkileyici kareyi, güneşi, denizi, havayı, ağacı kaç kez fotoğrafladığımı bilmiyorum. Tek bildiğim şey vardı, huzur ve keyfi bu beldeye bırakıp gitmişler 🙂
Akşamları da romantik atmosferiyle çiftleri kucaklıyor. Sanırım on kadar çift gelmişti. Çok keyifli zaman geçirdikleri belliydi.
Yat ve yelkenliyle gelip harika vakit geçiren insanları görünce biraz kıskanıyorsunuz tabi. Bizim bilmediğimiz bir dünya var o kesin.
Yürüyüş sevenler için Karya ve Likya rotalarının bir ucu Selimiye yakınından geçiyor. Denemenizi tavsiye ederim. Tabi hazırlıklı olmadan yola çıkmayın lütfen. Bu rotalar profesyonel trekking rotaları. Özellikle yaz aylarında su ihtiyacınızı çok iyi planlamalısınız. Kışın da soğuk gecelere dikkat etmelisiniz.
Selimiye’nin sokak hayvanları da oldukça sevimli ve cana yakın. Özellikle az insanın olduğu bu dönemde. Beni sev ve bana yemek ver diye bakan gözlerden kurtulmanız mümkün değil.
Mitolojik bir belde olan Selimiye, eski adıyla Hydas küçük bir yer. Hemen her yere yürüyerek gidebilirsiniz. Bakirliğini ve güzelliğini koruyorken mutlaka tatil sezonu dışında bir hafta sonu ya da uzun bir hafta sonunuzu ayırarak ziyaret edin. Huzuru ve şehirden uzaklaşmanın mutluluğunu yaşayacaksınız.
Sonuç
Kış aylarında; yaz aylarına oranla çalıştığımız yerlere, plazalara ve evlerimize yani binalara çok daha fazla tıkılıp kalıyoruz. Kış aylarında uçak biletleri ve konaklamalar yaza göre çok daha ucuz olduğundan fırsatları değerlendirip şehirden uzaklaşarak, Türk Rivierasının en gözde beldesi Selimiye’ye kaçamak yapmanızı tavsiye ederim.