Sevgisizlik gün geçtikçe ortak problemimiz olmaya başladı. Her yerde kaos, her yerde kötülük, her yerde intikam duygusu, nefret, kin, vicdansızlık, aldatma. Gözlerimiz sevgiden değil sevgisizlikten kör olmuş durumda.
Sevgisizlik
Sevdiğini söylemeyen insanlar, sevmekten korkan insanlar, bir darbe yediğinde herkesi aynı kefeye koyan korkaklarla doldu etrafımız. Aldatan vicdansız varlıklarla aldanıp hayatımızı körelttik. Dışarı çıktığımızda birbirimizin yüzüne çatık kaşlarla bakıp, sevginden yoksun kalplerimizi yüzlerimize yansıtıyoruz artık. İçinizdeki sevgi canavarını uyandırmanın vakti geldi. Kalplerinizi çalkalayıp, dibe çöken sevgi tortularını canlandırmak, damarlarımıza kan yerine sevgi salgılatma vakti. Birbirinize sevdiğinizi söylemekten korkmayın artık. Tutun kolundan sevdiğinizi söyleyin. İnsanlara şans verin. İnsanlardan kaçmayın. Başka dertlerim var demeyin. Başka dertlerinizi sizi seven insanla paylaşın. Paylaşın ki işin altından kalkmanız daha kolay olacaktır.
Geçmişte ne yaşarsanız yaşayın, geleceğinize yön vermeniz gerekir. İnsanlar sizin yaşadıklarını anlayamazlar ve kaderinize ne kadar lanet ederseniz edin, ne kadar “bu neden benim başıma geldi” derseniz deyin kendinizi kapattığınız zaman hiçbir şey düzelmeyecek. İnsanlardan kaçtığınız zaman hayatınızdaki her şey geriye gidecek. Sizi isteyen, yanınızda olmayı isteyen insan varsa çevrenizde, ona şans verin. Zamanla seveceksiniz. Çünkü sevgiye muhtacız. Maalesef ki koklaşarak anlaşmayı hayvanlara kaptıracak kadar aptal bir ırkız. Konuşarak her şeyi batırmayı başarabiliyoruz çünkü. Korkuyoruz çoğu zaman sevmekten. Ya o sevmezse diyoruz. Ya aynısı olursa diyoruz. Aynısı olmayacak. Yeni bir kitap okuyormuş gibi her şey. En son okuduğun kitabı beğenmeyince nasıl yeni bir kitaba başlıyorsan, ilişkide öyle olmalı. Eskisinden yaşadığın kötü anları bir tecrübe olarak yeni ilişkinde kullanabilmeli insan.
Nasıl tedavi edilir
Zamana bırakmamak lazım yeniden sevmeyi. Kalbinizi köreltmeden sevmeli yenide. Zaman insanın en büyük düşmanıdır. Bu gün yanında olmak isteyen insan sizin zamana bıraktığınız duvarı görünce vazgeçebilir. Sevginizi gösterin sevginizi. Seni sevmesini söyleyin. Ona sevdiğinizi söyleyin. En son ne zaman birisine sevdiğinizi söylediğiniz zaman ters tepki yarattı bir düşünün. Bunu düşünürken ilişkilerinizi düşünmeyin. Annenize babanıza sevdiğini söyleyin, arkadaşınızı sevin. Sevin, herkesi sevin. Sokaktaki kediyi, köpeği sevin, sokakları temizleyen abilerimi sevin, kağıt toplayan kardeşimi, ağacı sevin ağacı. İnsan sevin insan. Sırf insan olduğu için sevin. Yunus Emre’nin dediği gibi “yaradandan ötürü sevin yaradılanı”. Kaşını, gözünü, sesini, gülüşünü, duruşunu sevmeyin bir insanın. Düşüncesini sevin, duygularını sevin, sevgisini sevin onun. Fiziksel özellikler gidecek, yaşlanacak.
Ölene kadar sevin bu sevgisiz dünyada. Aşık olun, kapılarınızı sonuna kadar açın. Kısıtlamayın kendinizi. Geçmişinize takılı kalmadan sevin. Can Yücel gibi sebepsiz sevin. İlla bir şeyini seveceğim diyorsanız da Ümit Yaşar Oğuzcan’ ın Sevi Şiir‘i gibi sevin. Sevin sadece, Sadri Alışık gibi sevin. Onun gibi “kalanın da gidenin de gönlü hoş olsun” diyecek kadar sevin. Cemal Süreya gibi bir meltem sabahında sevin, Nazım Hikmet gibi orada burada sevin, ama sevin.
Bu dünyanın kötü olmasının sebebi kötü insanlar değil iyi insanlardır. Bizler kötülük karşısında hiç bir şey yapmadığımız için bu dünya bu kadar kötü. Dünya dediğiniz şey artık kötülük ile kaplanmış bir küre. Onu sevgiyle ısıtacak olan bizleriz. Şems-i Tebrizi’nin de dediği gibi; “Senin gönlün değişirse, dünya değişir”.
Hadi yok edin artık kalbinizdeki kuruntuları. Gidin sevdiklerinize, sizi seveceklerine inandıklarınıza, sevdiğinizi söyleyin. Sarılın onlara sımsıkı. Gözlerine bakın, elleriniz tutun. Geçmişinizi bir kenara atın, gelecekte sizi bekleyen sıkıntıları beraber karşılayın. Sevin, sadece sevin. İnanın gerisi çok kolay olacak.